Truman Show Üzerine Bir Deneme

Merhaba! Uzun zaman sonra yine döndüm buralara...
Bugün sizlerle bir öğrencimin Truman Show üzerine yazdığı değerlendirme yazısını paylaşacağım.
Filmi de izlemenizi öneririz. İyi okumalar.
NOT: Loran'cığım, kalemine sağlık. Yazın ve emeğin için çok teşekkür ederim. 



Sizlere 1998 yapımı bir filmden bahsetmek istiyorum. Dünyanın en güzel adalarından birinde yaşayan bir halk son derece mutlu bir hayat sürmektedir. Bu adada yaşayan Truman her güne mutlu ve enerjik başlıyor, neredeyse aynı olayları yaşıyor ve hiçbir sorun olmadan da günü tamamlıyordu.  Truman öldü zannettiği babasını kalabalığın içinde görene kadar yaşadığı hayatı sorgulamadı, öylece yaşadı. Ancak babasını yeniden gördükten sonra bir şeylerin yolunda gitmediğini fark etti ve sahip olduğu hayatı sorgulamaya başladı.
Truman Show’da anlatılmak istenen konu, özgürlük, özgürlüğümüzü etkileyen faktörler, özgürlüğün tanımı ve göreceliliğidir. Truman’ın yaşadığı dünya tamamen yapmacık, sahte de olsa bütün aktörler rollerini iyi oynadığı sürece Truman için sahte olmayacaktır. Teknik arızalar ve babası rolündeki niyeti bozmuş aktör olmasaydı Truman’ın içinde yaşadığı “dünya” nın sahte olduğunu fark edebileceğini zannetmiyorum. Truman kendi içinde özgürdü aslında. Verdiği kararlar onun sahte evreninin içinde de olsa onun kararıydı. Bazı şeylere itilse ya da manipüle edilse de kendi inandığı değerler doğrultusunda yaşıyordu. Tam olarak bu sebepten dolayı gerçeği arama girişiminde bulunabilmiş ve stüdyodan kaçabilmiştir.
Film aynı zamanda Truman’a karşı yapılanların doğru olup olmadığını da sorgulamamızı sağlar. Yönetmene göre Truman özgürdür. Hatta ayrıcalıklıdır. Çünkü Truman’ın sahip olduğu dünyanın, dışarıdan, gerçek dünyadan daha iyi olduğunu savunmaktadır. Ama Truman’ın dışarı çıkması gerektiğini söyleyen ve etrafındaki her şeyin sahte olduğunu göstermek isteyen Sylvia, aksine Truman’ı insanlar için bir eğlence aracına çevirmenin yanlış olduğunu ve yönetmenin buna hakkı olmadığını savunur. Ahlak felsefesi açısından düşünürsek, evet, Truman’ın yaşadığı hayat çok da berbat değil. Masa başı bir işi, bir karısı, evi ve arabası var. Tüm bunlara sahip olmak ve korunaklı bir dünyada yaşamak avantajlı olabilir ama biz seyircilerin ve aslında bir süre sonra Truman’ın da fark ettiği bir şey var ki; hiçbiri gerçek değil. Üstelik Truman’ın özel hayatı eğlence olarak kullanılmaktadır. Para için Truman’ın hayatının ve özgürlüğünün elinden alınıp reklam malzemesi haline getirildiği bir senaryo beni korkuttu. Kendi irademi kullanamadığımı  ya da karar verdiğim konuların bile sahte olduğunu hayal ettiğimde, “bu kadar ürpertici çok az şey vardır herhalde” diye düşünüyorum. Bütün bunlara rağmen “Truman özgür müdür?” konusuna geri dönecek olursak, az önce belirttiğim “sahte irade” Truman’ın özgür olmadığının kanıtı gibi görünse de cevap bu kadar basit değil bence.  Her şeye rağmen kararlarımızı etkileyen şeyler ya da bir senaryonun varlığı bile özgürlüğün olmadığı anlamına gelmez. Sadece Truman’ın iradesinin belli ölçüde kontrol edilebilir olmasını sağlar. Truman’ın setten çıkışı Platon’un mağara alegorisini akla getirebilir. Ama Platon’un aksine, Truman mağarasında özgür olduğuna inanıyor. Sahip olduğu hayatın içindeki kararları kendisi veriyor. Belli sınırlar içinde ama yine de hareketleri zincire vurulmuş gibi kısıtlanmış da değil. Çevresindeki insanlar ve nesneler gölgeler gibi olabilir ama okulda, işte, hayatının her evresinde yaşanan sahte olaylara Truman kendi iradesi ve karakteri ile tepki vermiştir. Truman’ın karşısında iki yol vardır A kapısına çıkan A yolu, B kapısına çıkan B yolu… Truman A yoluna girmeye zorlanmış olabilir, ama o kapıdan çıkıp çıkmamak da, yolunu değiştirip, başa dönüp B yolunu seçmek de kendi elinde aslında.
truman show ile ilgili görsel sonucu 
Kendi hayatım ile Truman’ın hayatını kıyaslıyorum. Benim hayatımda özgürlüğümü kanıtlayan bir güç olup olmadığı kesin olarak kanıtlanamaz. Hatta Tanrı’nın var olup olmadığının, benim yazgımın olup olmadığının bile kesin bir cevabı yok. Ama Truman’ın hayatının kesin bir yaratıcısı var. Ben kendi özgürlüğümün böyle bir güç ile kontrol edilip edilmediğini asla bilemeyeceğim. Oysa Truman, bunu fark edip, eleştirip kendi seçimini yapmayı başardı. Benim bu filmden kendim için çıkardığım sonuç, belki de ders, gerçeğin ortaya çıkmasının önlenemeyeceği, er ya da geç neyin hakikat neyin sahte olduğunun ortaya çıkacağı ve insanın her zaman gerçeği kovaladığıdır.
              
                                                                                                      LORAN ARSLAN 



Yorumlar